get free quote

İnternetle bir şekilde haşır neşir olan kullanıcıların yabancısı olmadıkları terimlerden bir tanesi de IPv6 diyebiliriz. IPv6 ya da IPv4 gibi terimleri daha iyi açıklamak adına öncelikle IP kavramının ne anlama geldiğine yakından bakmak gerekiyor. İnternet tabanlı olarak çalışabilen her türlü aygıtın (telefon, laptop, tablet vs) kullanmak durumunda olduğu çeşitli rakamlar söz konusudur. İnternet Protokolü şeklinde de açabileceğimiz IP’de yer alan bu rakamlar sayesinde, aygıtlar birbirini kolayca tanır ve iletişim gerçekleşir. Hem veri transferi hem de rutin ağ bağlantısı için kullanılan numaralar tümüyle özgür ve bağımsızdır.  

ıpv6.1

IP terimi aslında oldukça eski sayılabilecek bir tabir. Bu tabire ilk önce 1970’li yılların hemen başında rastlıyoruz. Sektörde IP şeklinde tabir edilen terim, sonraki zamanlarda IPv4 ve IPv6 olarak güncellenmiştir. Bugün de yaygın şekilde kullanımına devam edilen IPv4, 4 sayıdan meydana gelmektedir. Bu sayılar 0 ve 255 arasında bağımsız şekilde değişkenlik gösterebilmektedir. İlerleyen yıllarda IPv4 bir nebze yetersiz kalmaya başlayınca, IP havuzu yeni opsiyonlara yöneldi. Tam olarak bu noktada IPv6’nın devreye sokulduğunu ifade edebiliriz. 1992 senesinde kitleye tanıtılan IPv6, söz konusu sorunu büyük ölçüde yok etti. Çünkü yeni geliştirilen IPv6, 128 bitlik adres alanı anlamına geliyordu. Yani bir başka deyişle daha önce mümkün olmayan büyük IP adresleri bu vesileyle alınmaya başlandı.

IPv6, aslında IP versiyon 6 şeklinde de ifade edilmektedir. Hala deneme ve gelişme süreci hız kesmeden devam etmektedir. Bugün IPv4’ten kaynaklanan pek çok teknik sorunun IPv6 ile beraber aşıldığını görüyoruz. Paket başlıklarının bu versiyonda tümüyle kaldırılması, hızın yükselmesini sağlamıştır. Öte yandan şifreleme sistemlerinin de güncellenmesi ile beraber iletimler arasındaki güvenlik düzeyi bir kat daha arttırılmıştır.

Tüm cihazların internete bağlanabilmesi için otomatik ya da özel olarak atanmış IP adreslerine ihtiyaçları vardır. İnternet son yıllarda çok daha büyük bir ilgi görmeye başladı ve hemen hemen her eve dahil oldu. Bu yoğun ilgi, IPv6’yı gerçek anlamda zorunlu hale getirdi. IPv6’nın nasıl bir kolaylık sağladığını daha net şekilde anlamak adına toplam 340 desilyon farklı IP adresinin doğduğunu ifade etmemiz yeterli olacaktır. Trilyonu da kat kat aşan bir ifade olan desilyon, çoğumuzun ilk kez duyduğu bir rakam. Buna kısa yoldan “sınırsız” ifadesini kullanmak çok da abartılı bir ifade olmayacaktır. IPv6’da 16 bitlik bölümler söz konusudur. Bu bölümlerin her biri ayrı ayrı tabanlara çevrilmektedir.

ıpv6

IPv6 protokolü güzel bir planlama ve tasarım olmasına rağmen geçiş pek de kolay olmamıştır. Çünkü hem yazılımcıların hem de dağıtıcıların bu devrim niteliğindeki yeniliğe adapte olmaları ve buna göre pozisyon olmaları gerekiyordu. Çok gelişmiş bir ağ protokolü olan IPv6, adreslerde meydana gelen karışmaların da önüne geçmiş durumda.

IPv6 bünyesinde çok farklı adres türleri söz konusudur. Örneğin tek alıcılı olarak ifade edilen tür, bazı kaynaklarda anicast şeklinde de geçebilir. Anycast ise IPv6‘nın, “herhangi bir alıcılı” olarak açıklanan türüdür. Çok fazla arayüzüne verilebilen adres türü ise  multicast olarak adlandırılır.

IPv6 ve IPv4’ün bir cihazda aynı anda yer almalarında herhangi bir sakınca yoktur. Bunların sadece birbirinden farklı protokoller içerdiğini hatırlatmamız gerekiyor.

Hangi İşletim Sistemleri IPv6’yı Destekliyor?

Aslında var olan işletim sistemlerinin hemen hemen tamamı IPv6’ya adapte olmuş durumda. Linux sistemlerinin çok azı hariç IPv6’yı destekliyor. Windows da keza pek çok versiyonuyla IPv6’ya uyum sağlıyor. Bu konuda yayınlanan ve güncellenen detaylı bir listeye ulaşmak da mümkün. İlk zamanlar bazı sistemler IPv6’ya geçiş sürecinde biraz geç kaldı. Bunun da nedenlerine yukarıda değinmeye çalıştık. Kablosuz erişimin gittikçe daha çok tercih ettiği bu iletişim atmosferinde, IPv6 pek çok açıdan son derece çözüm odaklı bir sistem. Bu nedenle sadece bilgisayarlar değil,  diğer görüntü ve ses sistemleri de aynı şekilde bu protokole geçmiş durumda.

Temel Özellikleri

IPv6’ya IPv4’te yer almayan pek çok yeni özellik dahil edildi. Bunları şu şekilde sıralamak mümkün:

Adres Alanının Genişlemesi: Bilindiği üzere IPv6’nın en fark yaratan özelliği 128 bitlik adres uzunluğudur. Bu uzunluk IPv4 ile kıyaslanmayacak düzeydedir. Çok uzun gelecekteki kullanımlar için dahi bu ihtiyaç giderilmiştir.

Sade Başlık Yapısı: IPv4’te başlık alanları gereksizi uzunluktaydı. IPv6 bu alanların bir bölümünü kırpmayı başarmış.

Güvenlik Önlemlerinin Arttırılması: Güvenlik konusunda verilen destek, bütünleşik biçimde gelmiştir. Tanımlanan ek başlıklar yetkilendirme sağlamaktadır. Bu da şifrele yapılabilmenin önünü açmaktadır.

Otomatik Olarak Adres Yapılandırma: IPv6’da ağın üstünde adres atamaya dair herhangi bir sunucu olmadan da ağın arabirimleri için adres sağlanabilir.  Böyle adreslerin aktif şekilde kullanılması için öncelikle tekillik testine girmesi gerekir.

Tüm bu özelliklerin dışında genişletebilirlik, üstün servis özelliği, dolaşılabilirlik gibi IPv6’yı farklı ve ayrıcalıklı kılan özelliklerden söz etmek mümkündür. Bu arada Türkiye’de IPv6’ya dair teknik çalışmaların TUBİTAK’ın öncülüğünde 2000’li yılların başında yapılmaya başlandığını ifade edebiliriz.